24 Şubat 2015 Salı

SÜRPRİZİ CARLOS YAPTI

Güray’ın golüne nasıl bir tarif yakışır?
Eskiden dilden dile anlatılan goller vardı. Seyretmekten mahrum olduğumuz ama hikayesini dinlediğimiz ya da kitaplara düşen goller…Güray masalsı bir gol hediye etti Kadıköy çimenine…Öncesinde Bilal’ın topu ona bırakışı enfesti. Yumuşak, ince bir sunum yaptı tecrübeli solak. Güray da, sol ayağının içiyle topun adeta kalbine dokundu. Öyle soylu bir dokunuştu ki Mert yerinden dahi oynayamadı. Top yükseldi, falso aldı soldan içeriye nazlı nazlı süzüldü ve filelerle kucaklaştı. Hafızamı zorluyorum ama ceza alanı dışından yapılmış böylesine göz ve gönül okşayan ve böylesine kaleciyi çaresiz bırakan bir plase hatırlayamıyorum.

2 Şubat 2015 Pazartesi

Bütün yollar ‘GOL’e çıkar
         Bir takımı hangi mevkiden kurmaya başlarsın?
Ekseri futbol ahalisinin bu soruya vereceği yegane cevap; ‘KALECİ’dir. Çünkü önce iyi bir koruyana, sonra gladyatör kılıklı savunmacılara, sonra gözleri arkada koşucu orta sahalara ve daha sonra da ‘bir şekilde atar’ denilen gol adamlarına ihtiyaç vardır. Modern futbol entelijansiyası ekseriyetle böyle düşünür. Böyle düşünmekte birçok haklı sebebi de vardır.