Yarını kazanmak için bugün kaybetmek
iyidir
Beşiktaş-Trabzon
oyunundan çıkarılması gereken en temel ‘öğreti’ nedir?
Slaven Bilic’in Trabzonspor’u çok iyi analiz ettiği ve
Beşiktaşlı futbolcuların kağıt üzerinde belirlenmiş streteji yüzde yüz
sadakatle uyguladıkları oyunun en yalın gerçeğiydi. Ancak Konya’daki tek
taraflı futbol gösterisini tamamen buna bağlamak son derece kifayetsiz bir
yaklaşım olur. Her şeyden önce Beşiktaş
bir proje takımı ve bu projeye 1,5 yıldan beri emek veriliyor.
Ersun Yanal’ın taktik anlayışı
yanlış mıydı?
Beşiktaş özelinde düşünürsek Ersun hocanın hatalı olduğunu
söyleyebiliriz. Siyah-beyaz pıranhalar Trabzonspor savunmasına önde baskı
uyguladı, orta sahadaki top sever ayakları ve kanatları işletmedi ve ileride
Ocar Cardozo’yu yalnızlaştırdı. Gerçekten Paraguaylı’nın yalnızlığı dramatik
düzeydeydi. Özetle Bordo-Mavili takımın yapmak istediklerini Beşiktaş yaptı.
Yanal’ın hayallerini Bilic gerçeğe dönüştürdü. Ersun hoca, elindeki kadronun şu
andaki fizik ve tempo kalibresini dikkate alarak daha farklı bir hikayeyle
sürebilirdi takımını güçlü rakibinin karşısına…Ben ortaya çıkan bu farklı
mağlubiyete rağmen Yanal’ın, temel oyun felsefesinden vazgeçmemesi
taraftarıyım. İşte Beşiktaş örneği, birçok büyük oyunda bedel ödeme pahasına ısrarla
kendi şarkısını söylemeye devam ederek hiç de uzun sayılmayacak bir süreçte
bugüne geldi Siyah-Beyazlı takım. Şayet Yanal, birkaç istisna dışında genelde
teknik direktörlerimizin sarıldığı ‘rakibe göre taktik’ anlayışına demir atarsa
Trabzonspor’a büyük maçlar kazandırabilir ama ortaya büyük hayallere yelken
açmış bir takım çıkaramaz. Yani bugünü kurtarırken yarını kaybeder.
Peki asıl problem
uygulamada mı?
Kesinlikle temel sıkıntı uygulamada. Trabzonspor’un kadro
yapısı kaliteyle vasat arasında gidip geliyor. Takımda kalite ve klas payesini
boynuna asmış önemli isimler var. Ancak oyuncuların daha çok mesafe kat etmesi
gerekiyor. Mesela Mehmet Ekici…Daha düşük tempolu oyunlarda top ‘sadık bir
köpek gibi’ ondan kolay kolay ayrılmıyordu. Ayrıldığı zaman da onun dilediği
adrese gidiyordu. Gel gör ki pazar gecesi öyle olmadı. Çünkü Mehmet fizik
katile ve tempo anlamında henüz istenilen düzeyde değil. Özer de, Costant da,
Musa da, Yusuf da diğerleri de öyle. Takımın oyun pratiği; fiziki kalite,
beceri ve yardımlaşma üçgeninde gelişmeli. Bütün oyuncuların bireysel
performansları daha yukarılarda dolaşmalı. Trabzonspor işte o merhaleye geldiği
zaman ‘takım olma aşaması’nı tamamlamış demektir.
Ve unutmayalım Onur’un yokluğu
taşınması zor bir eksiklik Trabzonspor için. Şayet Fatih, bu maçın altında ezilirse
bundan sonraki oyunlarda da ciddi sıkıntılar yaşanır.
Sadede gelirsek Trabzonspor,
Beşiktaş mağlubiyeti sayesinde önünde alması gereken mesafenin boyutunu gördü.
Karamsarlığa, helecana kapılmaya gerek yok. Yanal’a sabredilir ve destek
verilirse emin olun birkaç ay sonra izleyeceğimiz Trabzonspor çok farklı
olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder