12 Eylül 2014 Cuma

Duyduk duymadık demeyin...


“Çok konuşup hiçbir şey söylememek.” Bu söz de nereden çıktı demeyin. Futbol, bir yönüyle etkili konuşma sanatıdır.

Bazen oyununuzla çok şey anlatırsınız. ‘İfade’nin gücünü mücessem hale getirirsiniz. Hayatı 90 dakikalık bir konserve kutusuna sığdırıp toplumun faydasına sunarsınız. İyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini, centilmenliği-kabalığı, beceriyi-beceriksizliği topun önüne katıp tıngır mıngır insanların dünyalarına yuvarlarsınız. Soruyorum size; var mı bundan daha etkili konuşma, anlatma, ikna etme ve ibret aldırma yöntemi?
Ve sadede gelelim. Trabzonspor dün gece az konuşup çok şey söyledi. Ev sahibi takım ise tam tersini yaptı. Doğal olarak kazanan, keyif alan, keyif veren taraf; ilk şıkkı sahneye sürmeyi başaran Bordo-Mavili ekip oldu.
Geçen haftaki Eskişehir maçında galip gelememesine rağmen Trabzonspor’un büyük takım kulvarına dönüş yaptığını tescil etmiştik. Takımın enerjisi, özgüvenli duruşu, futbolcuların kolektif ahenk potasına girmeleri ve istidat ikliminde nefes alıp vermeye başlamaları, bu hükmü vermemizi kolaylaştırmıştı.
Hami Mandıralı’nın talebeleri dünkü karşılaşmada biraz da rakibin kifayetsizliğinden faydalanarak sahip oldukları kalite rezervlerini çok özlü bir şekilde oyuna döktü. Adrian’da ısrarın ne denli gerekli olduğu tüm çıplaklığıyla görüldü. Polanyalı, topa akıl, beceri ve estetikle hükmetmenin ne denli büyük bir değer olduğundan kesitler sundu. Sahada kaldığı süre içerisinde Trabzonspor’un kolay pozisyon üretmesinin baş aktörüydü.
Bazen küçük rötuşlar, basit keşifler güzel sonuçlar doğurur. Hami hocanın enerjik gençlere fırsat vermesi Trabzonspor’un farka yürüyüşünü kolaylaştıran sebeplerin başındaydı. Zeki Yavru ve Yusuf Erdoğan, bu anlamda en dikkat çekici iki örnekti. Erken golün getirdiği bereketi de unutmayalım. Yusuf’un ortası enfesti ama benim için daha önemlisi Henrique’nin fileleri sarsan muhteşem kafa şutuydu. Brezilyalı, tartışmasız Bordo-Mavili forma altında en ‘akıl ve beceri’yle kotarılmış golünü attı. Sonra da yaptığı asistlerle geceye damgasını vurdu. İtiraf etmeliyim; bu kadar becerikli ve etkili bir Henrique beklemiyordum. Nerede ne yapacağını o kadar iyi bildi ki…
Trabzonspor ofansif anlamda çok etkiliydi. Çünkü sahasından çıkarken çok çabuktu. İsabetli tek paslar ve hücuma yönelik oyuncuların işçi arılar misali anında verimli alanlara konmaları Bordo-Mavili takıma sürekli pozisyon zenginliği sundu. Madalyonun diğer yüzüne döndüğümüzde ise şunu gördük: Bordo-Mavili takım savunmada hatalar yaptı ama topun kıta sahanlığında sürekli kalabalık bir oyuncu timi bulundurmayı başardı. Bu yüzden Kayseri Erciyesli forvetler yeterince konforlu gol fırsatları bulamadılar. Yine de Onur’a az iş düşmedi.
Son söz: Karşılaşmanın son dakikalarına doğru tribünleri karnaval alanına döndüren ev sahibi ekibin taraftarları, futbolun bir eğlence olduğunu hatırlattı herkese. Lütfen duyduk duymadık demeyin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder