Trabzonspor’un tam da dolu tribünlere oynaması gereken haftalar… Çünkü takımın keyif veren kıvam yürüyüşü devam ediyor. Bu nümayiş kıvılcımına taraftarın destek verememesi üzücü.
Umarım seyircisiz oynama cezasının sona erişiyle birlikte Bordo-Mavili takımın heyecan debisi azalmaz.
Maalesef tribünler boş olunca futbol ıssız kalıyor. Oyundan, eğlenceden ziyade bir görevin ifasına dönüşüyor. Yapılan güzel işler ambiyansla bütünleşmeyince yeşil zeminin üzerine ister istemez bir yavanlık çöküyor. Futbolcu için boş tribünlerin önünde oynamaktan daha kötü ne olabilir? (Resmi açıklamaya göre Avni Aker’de toplam 65 kadın ve çocuk vardı. Malum Passolig uygulaması devrede. Olaya bu veçheden bakınca 61’in geçilmiş olmasını başarı sayabiliriz!)
Buna rağmen iki takımın performansı da saygın düzeydeydi. Trabzonspor, yine ‘sonuç futbolu’ndan tatlı kesitler sundu. Az pasla pozisyon ve gol üretme becerisini konuşturdu. Doğrusu Hami Mandıralı, alkışlanacak işler yapıyor. Adrian’ı takımın merkez oyuncu rolüne soyundurup ‘senin olman gereken tek yer saha’ demesini aklın yolu olarak görüyorum. Yusuf-Henrique birlikteliğinden devşirdiği skor verimliliğini ise ‘asıl marifet bu’ diye değerlendiriyorum.
7. dakikadaki Yusuf ortası ve Henrique kafası kesinlikle Premier Lig fotoğrafıydı. Trabzonspor son haftalarda sadece kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda camianın estetik gol zaafına da hitap ediyor. Bordo-Mavili ekip golden sonraki süreçte kontrollü oyun klasiğine demir atıp direkt hücumu düşündü. Ve devrenin sonuna doğru, yine Henrique-Yusuf bitiriciliği sayesinde ikinci golü buldu. En fazla dikkatimi çeken husus ise Zeki Yavru’nun geçtiğimiz haftaki performansının gerisinde kalması ve Olcan’daki durağanlıktı. Şayet Olcan, sahici bir motivasyonla sahnede olabilseydi takımı çok daha rahat ve farklı şekilde 90 dakikayı tamamlardı.
Sanırım sakatlığından dolayı Yusuf, ikinci yarıya çıkamadı. Bu da Trabzonspor’un ofansif yönüne olumsuz yansıdı. Soner’in top tutma ve iyi pas becerisine rağmen gol noktalarında ahenk yakalanamadı. Trabzonspor, Cenk’in golünün de getirdiği tedirginlikle ikinci yarıyı büyük ölçüde üç puanı koruma düşüncesiyle yaşadı. Bunu başarırken pek zorlanmadı. Hatta direkle arası iyi olsaydı üçüncüyü de atacaktı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder