Vahit hocayı
alkışlayamam
Tepeden tırnağa disiplin kostümlerini kuşanmış bir takım;
güzel.
Baştaş aşağı
mücadeleye, yardımlaşmaya, ahengin bir parçası olmaya dayalı bir anlayış;
harika.
Bir an bile
belirlenmiş stratejiden sapmayan bir adanmışlık; göz kamaştırıcı.
Bütün
bunların mimarı bir hoca alkışlanmaz mı? Diyeceksiniz.
Evet takdir edilir, saygı duyulur, ‘aklın yolu böyle
gerektiriyordu’ denilebilir ama alkışlanmaz.
Çünkü ben
alkışı zoru ve pozitif olanı seçenler için rezervlerimde tutarım.
Hemen
açalım;
Elbette kolay değil. Trabzonspor yeni bir takım. Sahada geçen
sezondan sadece iki isim vardı ve rakip Fenerbahçe’ydi. Oturmuş, kaliteli,
sonuç getirici oyun ezberine sahip ve son yıllarda Avni Aker’den iyi sonuçlarla
ayrılabilen bir ekip. Meselenin Bordo-Mavili camia açısından ehemmiyetini
dikkate aldığımızda da sezonun henüz ikinci haftasında Vahit hocanın ‘ben asla
kaybetmemeliyim’ düşüncesiyle takımını sahaya sürmesini akıllıca bulabiliriz,
anlayabiliriz. Yine de iddiası, kimliği, ağırlığı olan bir takım, topu rakibine
verip ‘sen oyna ben sadece savunayım’ dememeli. Hele taraftarı önünde bu denli
edilgen, rakibini bayraklaştıran bir tarza hapsolmamalı.
Kadro yeni olsa da, oyuncular arasında ahenk ilmiklerinin
atılması için zamana ve birlikte oynama pratiğine ihtiyaç duyulsa da
Bordo-Mavili formayı giyen futbolcuların belli bir kalite çıtası sahip olduğu
unutulmamalı. Topla ilişkileri ve oyun akılları imrendirici düzeyde. 90
dakikayı kendi alanlarında yaşadıkları halde net pozisyonlara giren taraf
olmaları bence stratejiden önce kaliteyle izah edilmeli.
Ve İsmail Kartal’ın şu yaman sorusu da cevaba muhtaç: Ya
Fenerbahçe bir gol, mesela bir karambol golü bulsaydı o zaman Vahit hoca ne
düşünecekti, ne yapacaktı?
Özetle Vahit hocanın kontrol futbolunu abarttığı
kanaatindeyim. Fenerbahçe karşısında rakibine geniş alan bırakmayan, kanat
sarkmalarını önleyen, takım olarak iyi savunma yapan ama daha iyi daha, daha
özgür ve daha üretken bir Trabzonspor izleyebilirdik. Ve kazanmak da pekala
mümkün olabilirdi.
Bundan sonraki haftalarda muhtemelen Haliloziç, bize daha
farklı bir takım izletecektir. Çünkü Trabzonspor her açıdan heyecan verici,
sonuç almaya namzet bir kadroya sahip.
Fenerbahçe’ye gelince…Haftalar ilerledikçe Ersun Yanal ismini
zikretmek zorunda kalacaklarını düşünüyorum. Bekleyelim, görelim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder