15 Eylül 2014 Pazartesi

Vahit hocayı alkışlayamam
Tepeden tırnağa disiplin kostümlerini kuşanmış bir takım; güzel.
     Baştaş aşağı mücadeleye, yardımlaşmaya, ahengin bir parçası olmaya dayalı bir anlayış; harika.
       Bir an bile belirlenmiş stratejiden sapmayan bir adanmışlık; göz kamaştırıcı.
        Bütün bunların mimarı bir hoca alkışlanmaz mı? Diyeceksiniz.

Evet takdir edilir, saygı duyulur, ‘aklın yolu böyle gerektiriyordu’ denilebilir ama alkışlanmaz.
Çünkü ben alkışı zoru ve pozitif olanı seçenler için rezervlerimde tutarım.
Hemen açalım;
Elbette kolay değil. Trabzonspor yeni bir takım. Sahada geçen sezondan sadece iki isim vardı ve rakip Fenerbahçe’ydi. Oturmuş, kaliteli, sonuç getirici oyun ezberine sahip ve son yıllarda Avni Aker’den iyi sonuçlarla ayrılabilen bir ekip. Meselenin Bordo-Mavili camia açısından ehemmiyetini dikkate aldığımızda da sezonun henüz ikinci haftasında Vahit hocanın ‘ben asla kaybetmemeliyim’ düşüncesiyle takımını sahaya sürmesini akıllıca bulabiliriz, anlayabiliriz. Yine de iddiası, kimliği, ağırlığı olan bir takım, topu rakibine verip ‘sen oyna ben sadece savunayım’ dememeli. Hele taraftarı önünde bu denli edilgen, rakibini bayraklaştıran bir tarza hapsolmamalı.
Kadro yeni olsa da, oyuncular arasında ahenk ilmiklerinin atılması için zamana ve birlikte oynama pratiğine ihtiyaç duyulsa da Bordo-Mavili formayı giyen futbolcuların belli bir kalite çıtası sahip olduğu unutulmamalı. Topla ilişkileri ve oyun akılları imrendirici düzeyde. 90 dakikayı kendi alanlarında yaşadıkları halde net pozisyonlara giren taraf olmaları bence stratejiden önce kaliteyle izah edilmeli.
Ve İsmail Kartal’ın şu yaman sorusu da cevaba muhtaç: Ya Fenerbahçe bir gol, mesela bir karambol golü bulsaydı o zaman Vahit hoca ne düşünecekti, ne yapacaktı?
Özetle Vahit hocanın kontrol futbolunu abarttığı kanaatindeyim. Fenerbahçe karşısında rakibine geniş alan bırakmayan, kanat sarkmalarını önleyen, takım olarak iyi savunma yapan ama daha iyi daha, daha özgür ve daha üretken bir Trabzonspor izleyebilirdik. Ve kazanmak da pekala mümkün olabilirdi.
Bundan sonraki haftalarda muhtemelen Haliloziç, bize daha farklı bir takım izletecektir. Çünkü Trabzonspor her açıdan heyecan verici, sonuç almaya namzet bir kadroya sahip.
Fenerbahçe’ye gelince…Haftalar ilerledikçe Ersun Yanal ismini zikretmek zorunda kalacaklarını düşünüyorum. Bekleyelim, görelim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder