89’a değil 90’a

İlk yarıda Fenerbahçe sahada mıydı?

On bir sarı lacivert adam, bütün meziyetlerini Kadıköy’ün büyülü iklimine ram edip şöyle bir Ankara’ya uğramış gibiydi. Oyunda yoktular, mücadelede yoktur, coşkuda yoktular, estetikte yoktular, hünerde yoktular…Dahası bütün ‘varlar’da yoktular. İsteksiz, keyfiysiz, sebepsiz yürüdüler. Topa hep şaşı baktılar. Top da onlara burun kıvırdı.

Peki neden böyleydi Fenerbahçe? Bunun birkaç gerekçesi var. Özetleyelim. Öncelikle İsmail Kartal’ın takımı her maçı adeta örf ve anane halini almış bir ezber üzerinden yaşıyor. Topa sahip olmak, kanatlar üzerinden rakibin üzerine yürümek, defansif orta sahaların mücadele debileri sayesinde sazı rakibe vermemek vs vs…Bütün bunları yapmaya çalışırken bir şeyi eksik kalıyor Fenerbahçe’nin. Nesi mi? Temposu.

Sarı lacivertli takımın temposu olmayınca Mesut Bakkal gibi bir hocaya ve iyi oyunculara sahip Gençlerbirliği, ikinci bölgenin ortalarında başlatıp birinci bölgede yoğunlaştırdığı presle, alan daraltma stratejisiyle Fenerbahçe’nin arayışlarını un ufak etti. Ve formsuz Sow ve formsuz Emenike bir şey üretemeyince işi kolaylaştı Başkent ekibinin? Bir parantez açayım Emenike’ye…Gücü, kuvveti, hızı var ama hücrelerine yeterince hüner üflenmemiş. Bu yüzden sonu gelmeyen girişimlerin adamı yaftası asılı boynuna. Bunu çıkarması da kolay görünmüyor.

Petroviç’in golünde Volkan masum muydu?

Guido, Landel, Hleb, parıltı performans sergiledi. Özellikle El Kabir müthiş yıprattı Fenerbahçe savunmasını. Sakatlığı sebebiyle 42’de çıkmak zorunda kalan Egemen’in çok başını ağrıttı bu oyuncu. Golün hazırlayıcısıydı. Petroviç’in vuruşu ise 89’a değil tam 90’a gitti. Bu yüzden Volkan masumdu. Ona kimsenin sözü olmasın.

            Maçın adamı kimdi?

Öncelikle biraz da İsmail Kartal’ın hamleleri sonucu ikinci yarıda daha canlı daha hızlı bir Fenerbahçe seyrettiğimizi pas geçmeyelim. Caner asisti, Mehmet Topal golü enfesti. Ama maçta son sözü gecenin en enfes daha doğrusu tek enfes adamı El Kabir söyledi.  Böylece Gençlerbirliği doğru oyunun kitabını yazdığı maçı El Kabir’in büyüleyici performansı sayesinde kazandı.