EKİCİ’YE YAZIK DEĞİL Mİ?
Bu
işte bir yanlışlık yok mu?
Bu işte birçok yanlışlık var, tuhaflık var, olağanüstülük
var.
Biz biliriz ki Ersun Yanal’ın olduğu yerde sistem vardır,
mücadele vardır, oyun vardır dahası bireysel parlamaları aşan takım vardır? Gel
gör ki Yanal’ın Trabzonspor’u bir futbolcunun hüner mıntıkasına bağdaş kurmuş,
puan dilenmeye devam ediyor.
Mehmet Ekici, frikikten atacak, Mehmet Ekici ceza alanı
dışından atacak, Mehmet Ekici kornerden attıracak, Mehmet Ekici kazanılan
faulden attıracak böylece Bordo-Mavili takım puan alacak ya da kazanacak.
Eğer takımsanız bir oyuncuya bu kadar mahkum olmaktan
mahcubiyet duymalısınız?
Bir yönüyle Onur’un
rolünü mü devraldı Ekici?
Aslında öyle. Onur’un kalede yaptıklarının ofansif
versiyonunu sergiliyor Ekici. Hatırlayalım, Onur sakatlanıp kaleyi
devrettiğinde sadece 4 gol görmüştü Trabzon kalesi.
Onur birçok karşılaşmada farklı önleyen, kurtardıklarıyla
puanı getiren hatta kazandıran adamı olurdu Bordo-Mavili takımın. Her hafta
Onur’u alkışlamaktan yorulmuştuk, şimdi Mehmet’i alkışlamaya kurulmuş saat gibi
ellerimiz. (Bu arada kaleci Hakan’ı ve ondan önce iyi niyetle görev yapan Fatih
ve İbrahim’i yok saymadığımı, bu file bekçilerinin yeteneklerine de saygı
duyduğumu belirtmeliyim.)
Trabzonspor’un gol
atabilmesi için oyunun durması mı gerekiyor?
Veriler öyle diyor. Yanılmıyorsam 41 golün 27’sini duran
toptan kaydetti Trabzonspor. Bu durum ‘beceri ve strateji’ açısından son derece
önemli ama öbür taraftan aktif oyun üretkenliğinin diplerde dolaştığını
gösteriyor. Sakatlıklar, cezalar, Afrika Kupası gibi mazeretlerin arkasına
saklanılmasın. Trabzonspor’un oyunu, Karabük maçında da görüldüğü gibi ligin
alt sıralarındaki takımlar kadar dahi ahenk, tempo, bütünlük ve takım savunması
içermiyor.
Bu manzaranın sorumlusu
kim?
Parmaklarımız artık Ersun Yanal’ı işaret ediyor. Bağışlayın
ama hoca adeta saçmalama hakkını kullanıyor. Dünyanın en iyi sağ açıklarından
biri olduğuna şahitlik edebileceğimiz Bosingwa’dan sol-stoper devşirmeye
çalışıyor. Bu kadro yetersizliğiyle açıklanabilecek bir macera değil. Kaldı ki,
elinde stoper pozisyonunun adamları mevcut. Sefa ve Özer’in sıradanlığına göz
yumuyor. Cardozo’nun gol yollarını açacak yetenekli süpürücü Deniz’i ilk on
bire koymaktan imtina ediyor. Daha vahimi ismi kadro istikrarıyla müsemma olan
Yanal, kadro istikrarsızlığının en yaman örneklerini sergiliyor.
Son söz: Hocam, bilgini, antrenörlük becerilerini,
cesaretini biliyoruz, tecrübe ettik. Sen galiba hâlâ Trabzon’a gelemedin.
Acilen bekleniyorsun. Bizden hatırlatması.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder