6 Ekim 2014 Pazartesi


   Ne olur kötü oyna

    Adını, İngilizler ‘güzel oyun’, Latin Amerikalılar ‘futbol sanatı’ koymuş

                Halen de dünyanın en sevilen, en konuşulan, en tartışılan, en baştan çıkarıcı sporu…

                Her geçen gün gladyatör dövüşüne doğru adım adım yürüse de nüvesindeki sanat-estetik ve akıl molekülleri sayesinde kurulduğu zirveden aşağıya inmiyor. Biz çeksek de, hırpalasak da, hor davransak da o inmemek için direniyor.
             Türkiye özelinde düşünürsek…Futbol bu ülkenin en önemli sosyal değerlerinden biri. Trabzon’a uzandığımızda ise hayatın merkezi, ta kendisi…

                Özetle bu şehrin futbolla ilişkisi diğer muhitlerden çok farklı, çok başka, çok özel. Kazanmak-kaybetmek mefhumlarını aşan bir yerde…

                Trabzon önce oyun bekler…Emek, sevgi ve tutkunun bordo-mavi renklere bürünerek futbol sanatına dönüşmesini bekler. Yürüyen ayakların, koşan kramponların, yükselen kafaların akılla, beceriyle, bilgiyle, birikimle, aşkla el ele vermesini bekler…Şayet vasatınız kafi değilse en azından yürekle-mücadeleyi bir potada eritmenizi bekler…Oynamanızı bekler vesselam.

                Karabük karşısındaki Trabzonspor, bırakın güzel oyunu, futbol sanatını; oynamaktan bile mahrumdu. Avrupa sahasındaki kadrodan 7 oyuncunun değiştiği on bir, tam bir kargaşa serenatıyla yaşadı 90 dakikayı. Tek tek hataları, eksikleri yazmayacağım, yazamayacağım. Çünkü o merhaleyi anlatmak için oyun gerekir. Çünkü ortada oyun yoktu.

                Sormadan yapamayacağım; 21-22 futbolcu transfer edilmiş…Ancak ortada ‘merkez oyuncu’ kıvamında kimsecikler yok. Merkezi, iskeleti, teması olmayan bir takımdan organizasyon üretmesini bekleyebilir misiniz?

Bu yazboz iklimine bir de hocanın ima ettiği ‘ihanet’ gölgesi düştü şimdi. Ortada bir ihanet var mı bilmiyorum ama bu halin kendisi zaten başlı başına ihanet.

Trabzonspor’dan sadece oynamasını bekliyorum öncelikle. Kötü oynasın ama yeter ki oynasın. Vahit hoca da bu şehrin genetiğiyle daha fazla oynamasın. Yarın gidecekse bugünü heba etmesin. Ve unutmasın Trabzon’un yarını, onun yarınından bizim için daha kıymetli…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder